TRT’nin iletişim sponsoru olduğu 17. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı (IDEF 2025), Milli Savunma Bakanlığının ev sahipliğinde, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığının desteğiyle, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfının (TSKGV) yönetim ve sorumluluğunda ve KFA Fuarcılık AŞ’nin organizatörlüğünde İstanbul Fuar Merkezi’nde (İFM) gerçekleştiriliyor.
Fuar kapsamında soruları yanıtlayan HAVELSAN Ürün Geliştirme ve ELD Direktörü Ataoğlu, IDEF 2025’in önceki IDEF’lerden çok farklı, özellikle yabancı delegasyonlar noktasında aşırı bir ilginin olduğunu söyledi.
Ataoğlu, bu ilginin Türk savunma sanayisinin geldiği noktayı gösterdiğini vurgulayarak, bunun Türk ürünlerinin, platformlarının ve sistemlerinin yurt dışında tanınırlığının göstergesi olduğunu belirtti.
Birçok yabancı ülkeyle görüşmelerinin olduğunu anlatan Ataoğlu, IDEF sonrasında birçok yeni ihracat haberi veriyor olacaklarını ifade etti.
“BULUT’un 80 kilometrelik menzili var, bu 120-150 kilometreye kadar da çıkabiliyor”
Veysel Ataoğlu, şirket olarak yazılım ağırlıklı sistemler geliştirdiklerini dile getirerek, uzun yıllardır da “Dijital Birlik” konsepti üzerine çalışmalar yaptıklarını söyledi.
Ataoğlu, bunun bütün insansız sistemlerin bir arada çalışabilirliği, görev yapması ve belli bir konsept doğrultusunda operasyon kabiliyeti kazanması demek olduğunu anlatarak, şöyle devam etti:
“Bu zamana kadar birçok insansız hava, kara, deniz aracımız vardı. Bu süreçte de insansız hava aracımız olan BULUT’u ekledik. BULUT da yakın zaman içerisinde Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) envanterine girdi. Tabii envantere girdikten sonra bölgede yaptığımız faaliyetlerde ihtiyaç kapsamının biraz daha genişlediğini gördük. Bu noktada da artık insansız hava araçlarımızı belli bir noktaya kadar belki röle görevi görecek şekilde farklı tip kamikaze tarzı dronları insansız hava aracımızla belli dinamikler üzerinde kullanmaya yoğunlaştık. Örnek verecek olursak, özellikle BULUT’un yaklaşık 80 kilometreye kadar bir menzili var. Tabii bu 120-150 kilometreye kadar da çıkabiliyor.
Bizim ana hedefimiz, şu anda bu mesafeye gittikten sonra aracımızı haberleşme açısından bir röle görevi gördürerek oradaki operasyonel kabiliyetini arttırdığımız, belli görüntü işleme veya işte remote kontrollerle dronlarımızla görev icra etmek. Bu konseptte ilk defa Türkiye’de biz yapıyor olacağız. Şu anda bunun demo çalışmalarını da yaptık. Yakın zaman içerisinde de belli noktalarda gerçek operasyon olarak da kabiliyetlerimizi gösteriyor olacağız. Bununla da bitmiyor, bu sistemlerin sürü olarak kullanılması, belli bir formasyon açısından hareket edip belli bir dinamik üzerine sürü olarak dalması ve yine bizim için farklı bir operasyon kabiliyeti olarak geri dönüyor diyebilirim. Bunlar nasıl gelişiyor? Sürekli HAVELSAN olarak sahadayız aslında. TSK ile birlikte çalışıyoruz ve onların isteklerine karşılık veriyoruz.”
Türkiye’nin çevresinin çok geniş olduğuna dikkati çeken Ataoğlu, bu noktada elektronik harbin karşı tedbirler veya karşı tedbirlere karşı bunları delebilecek sistemlerin geliştirilmesi olduğunu söyledi.
Ataoğlu, “Biz şu anda karşıda ne görüyorsak bu kabiliyetlerin daha üstüne çıkararak daha üstün seviye yazılım kabiliyetlerimizle bu platformları güçlendirdik. Daha akıllandırdık aslında. Dolayısıyla herhangi bir GPS bağımsız da bu platformlarımızı, bu sistemlerimizi kullanabiliyoruz yani havadan farklı tip baskılamadan bağımsız her türlü hareket kabiliyetine sahibiz artık bu sistemlerimizde.” dedi.
“BULUT ile 4 metrekarelik alandan kalkış yaparak istediğiniz faaliyeti icra edebiliyorsunuz”
Veysel Ataoğlu, BULUT sisteminin kesintisiz yaklaşık 7-8 saat görev, keşif ve gözetleme yapabildiğini dile getirdi.
BULUT’un 100 metrede de 3-4 bin metrede de görev icra edebildiğini bilgisini paylaşan Ataoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Yani istediğiniz seviyede, istediğiniz noktada görev icra edebiliyorsunuz. Bu, neden önemli? Belli hava koşullarında farklı bölgelerde bildiğiniz üzere istediğiniz noktada, seviyede görev icra edemeyebilirsiniz ama bu sistemle belli bir pist ihtiyacı olmadan 4 metrekarelik bir alandan istediğiniz gibi kalkış yapıp istediğiniz gibi iniş yaparak istediğiniz faaliyeti icra edebiliyorsunuz. Bunun belli bir merkeze bağlanmasına da gerek yok. Bir komuta kontrol merkezi arkasında da çalışabilir sistem veya basit bir daha ufak bir yer kontrol istasyonuyla birlikte bunu gidip herhangi bir bölgeden kaldırıp görevinizi görebilirsiniz. Tabii buradaki ana şeyimiz, bizim yine bu sistem üzerindeki yazılım kabiliyetlerimiz. Dolayısıyla artık öyle bir noktaya geldik ki ‘Elektronik harp dediğimiz noktada kendimizi, sistemlerimizi kısıtlamadan hareket edebiliyoruz.’ diyebilirim.”
Ataoğlu, BULUT’un özellikle operasyon bölgelerinde güvenlik güçlerinin işini kolaylaştırdığını vurguladı.
İster 100 metrekarelik bir alanı, ister 100 kilometrelik alanın gözetlenebileceğini dile getiren Ataoğlu, “Dolayısıyla bu, artık o bölgedeki, o üs bölgesindeki veya o taburdaki askerin inisiyatifine kalmış. İstediğiniz yerde istediğiniz zaman anlık görev yapabilirsiniz yani bu sistemlerle. Bu sistemlerin amacı da daha sık kullanılması, daha farklı hava koşullarında kullanılması yani hızlı aslında, hızlı aksiyon alması açısından çok önemli çünkü bir dinamiği tespit ettiğiniz zaman veya onunla ilgili bir istihbarat aldığınız zaman bunu hızlı bir şekilde, yaklaşık 5 dakikalık bir zaman diliminde kaldırıp istediğiniz bölgeye gönderebilirsiniz.” şeklinde konuştu.
Kaynak : TRT Haber
